Yeni Türkiye artık bölgemizde başrol oynamaya başladı. Eskiden bölgemiz için kurulan oyunlarda pek söz sahibi olamayan Türkiye son gelişmelerde de görüldüğü gibi kendisi için hayati önem taşıyan sınır güvenliği konusunda ABD’nin muhalefetine rağmen gereğini yapıyor.
Hem de ABD’nin 30 bin kişilik ordu kuruyorum diyerek yaklaşık 4 bin tır silah gönderdiği ve benim korumam altındadır açıklamalarını yapıp elleriyle büyüttüğü teröristlerine rağmen sınır ötesi harekat başlattı. ABD kendi teröristlerine bile sahip çıkamadı. ABD teröristlerini satmayıp sahip çıksa ve biz oraya girip bu harekatı yapıp onları imha etsek bir nevi, dolaylı da olsa ABD yi yenmiş olacaktık ve ABD dünyaya madara olacaktı. O yenilmez armada diye düşünülen ABD tarumar olacaktı.
Türkiye’nin kararlılığı karşısında geri adım atmak zorunda kalan ABD’nin bölgede hesapları alt üst olmaya devam ediyor. İnşallar daha beter olur ve kendi çöplüğüne çekilir.ABD çekindi çünkü Türkiye kararlı bir şekilde bu ülkem için bir tehdidtir dedi. Ülkemin güvenliğimi sağlamak zorundayım bu konu da ne ABD ne Rusya nede Esat’ı tanırım dedi.
Rusya’nın bize bu yönde alan açıp müsade etmesinde büyük bir ihtimal bir hinlik vardır. Olasıdır ki Rusya ABD ile ilişkilerimizin daha da bozulmasını hesaplamış olabilirler ama bu konu da kimin ne hesabı olup olmadığının önemi yok önemli olan Türkiye’nin kendisini tehdit eden unsurları yok edebilme cesareti gösterip sınır ötesi bir harekat yapmasıdır.
Allah ordumuza muzafferiyet nasip eylesin. Allah İnşallah kayıpsız bir şekilde bu işi sonlandırıp ülkemizin güvenliğini sağlamamızı nasip eylesin.
Allah İnşallah o bölgede masum bir canlıya zarar vermeden yada en az zarar ile bir zafer nasip eylesin.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Artık hiç kimse bölgemizde bize rağmen oyun kurup plan yapamayacak. Zaten yapmamalı da.
Sınırlarımızın ötesinde de kalsa o bölgeler bizim gönlümüzün sınırları içerisindedir. Şam’ı, Halep’i, Hama’sı, Humus’u, Kerkük’ü, Erbil’i, Süleymaniye’si, ve güvenlik gerekçesiyle görmemize müsade edilmediği için gidemediğimiz Musul’u da hep aynı, bizim gibi, bizden biryer o günkü şartlarda bırakmak zorunda kalmış olmak üzüntü verici ama bu gün oralara sahip çıkmamak daha da üzüntü verici.
Artık bu bölgede birilerinin huzursuzluk çıkarmasına ve kan dökmesine müsade etmemeliyiz.
Oraların başka ellere geçmesine, başka masalarda pazarlık konusu olmasına müsade etmemeliyiz.
Aslında bu endişe yaklaşık yüz yıl önce de varmış, ona göre anlaşmalar ile tedbir alınmış ama malesef ki güçsüz bırakılmış ve devletin bütün kurumları ihanet çeteleri ile kuşatılmış Türkiye bu anlaşmalardan doğan haklarımızı savunamamış ve bu günlere gelinmişti.
Artık yeter diyen bir Türkiye var. Artık bitti diyen bir Türkiye var.Böyle durumlarda iktidarıyla ve muhalefetiyle kenetlenebilen bir Türkiye var İnşallah.Bu ve bundan sonraki sıkıntı olabilecek durumlarda düşmanların kafasına adeta balyoz gibi inecek güçlenen bir TÜRKİYE var.